15 Ekim 2014 Çarşamba

bir küçücük aslancık varmış


Biri iş gezisi olmak üzere iki Karadeniz Bölgesi ve bir İstanbul seyahatim oldu son iki hafta içinde. Leyleği havada görmüş olabilirim, hatırlamıyorum. Arada bana kalan zamanda, sevgili yeğenimin bebeği için kapı süsü çalışmaları devam etti tabii ve nihayet biraz önce bitirdim. Bir kaç küçük ayrıntı (isim belli değil, zürafa bir papyon istiyor v.s.) dışında....


En keyifli çalışmam aslanla oldu ve en çok onu sevdim. Alttaki fotoğraf gece ve flaşsız çekildiği için renklerin biraz sönük olması kaçınılmaz oluyor.


Bu hayvancağızların hiç birisi tabii ki bana ait tasarımlar değil. Özellikle İspanyollar tarafından olmak üzere Pinterest'te bol bol paylaşılan fotoğraflardan kalıp çıkardım. Tekrar yapsam farklı yapabilirim artık. Bu kalıpların da yine shutterstock.com gibi vector-fotoğraf sitelerinden alınarak yapıldığı anlaşılıyor.


Karadenizin şimdiye kadar görmediğim bir ilçesi Ereğli, bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim. Emeklilikte de çalışırken de yaşanabilecek, havası temiz, sokakları temiz ve insanları nispeten uygar bir ilçe. Nispetin anlamı yaşadığım şehre kıyas yapılması. 


Karadenizdeki diğer seyahatim, her yurdum insanı gibi Kurban Bayramında baba yurdu, memleketim ve annemin köyüne oldu, Kendileri olmasa da anne ve babamın doğup büyüdüğü ve yaşadığı yerlerin, kalbimdeki yeri başka tabii, kaldı ki çocukluğumun yaz tatilleri de buralarda geçmişti.  


Yıllardır ballandıra ballandıra anlatılan mantar toplama hikayelerini dinlediğim kardeşlerimin aksine hiç mantar toplamışlığım yoktu ve bu yıl bir ilki gerçekleştirerek bir iki tane de olsa, ablamın bularak bana gösterdiği mantarı yerinden çıkarmaktan ibaret bir eylem de olsa, mantar topladım, mutluyum. (Yukarıdaki fotoğraf yerel halk pazarında çekilmiştir, topladığım mantarlarla boyut ve nicelik açısından ilgisi bulunmamaktadır.) 


Vee yine İstanbul. Evdeki delikanlının katılmak istediği festival bahane, kızçeyi ziyaret şahane, İstanbul zaten sevmemenin mümkün olmadığı bir şehir. Sanatçıların, şairlerin çoklukla İstanbul'da olması nüfusla açıklanamaz bence İstanbul'un en düz insana bile şiir yazdıracak kadar, resmini yaptıracak kadar ilham veriyor olması da nedenlerden en önemlisi. Her gittiğimde bende bile neredeyse şiir yazma isteği uyandırıyor, varın siz düşünün gerisini. Sadece vapura binmek, denizi dinlemek, köpüklü dalgalara bakmak bile başka sahiden.


Festivalin bir bilgisayar oyunu ile ilgili olduğunu, festivale katılan binlerce ergenin anneleri tarafından festivale getirilmelerine rağmen, alana 150-200 metre kala annelerini yanlarından uzaklaştırdıklarını, ha bir de İstinye Park önünden bindiğimiz taksinin sürücüsünün Blackbox diye bir salonu hiç duymadığını, salonun yerini bilen (!) diğer bir taksi sürücüsünün binayı ona "yeni yapılan siyah bina" diye tarif ettiğini, iki-üç durak sonra "burası" diyerek bizi yeni yapılan siyah bir binanın önünde indirmesi nedeniyle 1-2 km yürümek zorunda kaldığımızı, İstanbul taksicilerini bir kez daha sert bir şekilde kınadığımı da belirtmeliyim, yoksa çatlarım. İstinye Park durağını merkez aldığında çapı 4-5 km lik bir alanda bırak koskoca gösteri salonunu, hangi evde kim oturuyor onu bile bilir insan, ki zaten çoğu yeşil alan.


Unutmadan Kadıköy Cuma Pazarı (kumaş pazarı), Mercan yokuşu, Eminönü de ziyaret ettiklerim yerler, ancak kayda değer bir şey bulamadan döndüğümü söylemeliyim. Hele kumaş pazarı hem fiyat hem çeşit olarak hiç de iç açıcı değildi, yine de bir küçük valiz doldurmuşum. Görsel yok çünkü görsel bir niteliği yok aldıklarımın, çoğunlukla çantalar için astar olabilecek bir şeyler. Her aldığım kumaş (parça) iki metre olunca valiz de doluyor tabii.


Alışverişimin en güzel tarafı, metrekareye 10 kişinin düştüğü Eminönü sokaklarında ilerlemek için çabaladığım köşede Kurukahveci Mehmet Efendi tezgahtarının, hemen yanımda yeni bir kasa açmasıydı, İlk satışını yaptı, 20 metrelik kahve kuyruğundakilerin bulunduğum yere ulaşabilmesi biraz zaman alacak gibiydi, kimsenin hakkını yemedim yani. Son olarak aşağıda Eminönü alt geçitte bu kadar birlikte yaşamak zorunda mıyız dedirten izdiham İstanbul ile ilgili güzel duygularımı aldı götürdü. İyi ki orda yaşamıyorum. 


Daha yazacak pek çok şey var da benden şimdilik bu kadar. Esen kalın. 

13 yorum:

  1. Günaydınn, bana Yahya Kemal'i hatırlattınız,bende de İstanbul sevgisi çok,ama kısa ziyaretlerin dışında uzun süre hiç yaşamadım İstanbul'da........


    BİR BAŞKA TEPEDEN
    Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
    Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
    Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
    Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
    YAHYA KEMAL

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya, değil mi benim de sevdiğim bir şiirdir. Şair de öyle. Sevgiler...

      Sil
  2. o mantara sizde de kanlıca mı diyolar...doğduğum yeri hatırlattı bana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o kanlıca mantarı mantarı ama bizde elicek diyorlar. İyi günler dilerim.

      Sil
  3. Kapı süsünüz de aynı diğer dikişlerinizin muntazamlığı ve özenini taşıyor, ellerinize sağlık. İstanbul a gelince günü birlik , iş için yada kısa ziyaretler için gidildiğinde yorucu ama orada yaşansa bu kadar yorucu olmayacağına eminim, çoğu bana inanmayan arkadaşım bunu deneyimledi, şimdi buralarda fazla duramıyorlar :) Kusura bakmayın o benim özlemim, çenem açıldı ... Sevgilerle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanıtım silindi tekrar yazdım. Teşekkür ederim Gülay Hanım. Ayrıca uyarınız için de teşekkürler. Yorum sayfasına da hakim olamıyorum bazen, sorunun neden kaynaklandığını da bulamadım. İstanbul ise hem sevilesi hem de yorucu. Özlememek mümkün değil aynı zamanda. Sevgiler.

      Sil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Kapı süsünü çok beğendim ben de yapmaya başladım bunlardan ve 4 hayvancık yaptım ben de ama öylece duruyorlar şimdilik, ellerinize sağlık. :) Ayrıca ne güzel gezmişsiniz arada sırada böyle geziler ve değişiklik iyi oluyor. sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaptıklarınızı paylaşırsanız ilham alabiliriz. Gerçi keçe çok sevdiğim bir malzeme değil. Arada uğraşılabilir. Evet aslında çok gezemedim ama bu kadarı bile iyi geldi. Sevgiler

      Sil
  6. kapı süsüne bayıldım.ellerine sağlık canım.karadenizi çok merak ediyorum. gitmek istemişimdir her zaman.istanbulda az bir sürede olsa yaşamak gibi güzel zamanlarım oldu.doyasıya gezmek ve keşfetmek.senin içinde güzel olmuş.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Karadenizin her yanı başka güzel. Ben doğusuna gitmedim hiç. En güzeli de oralar herhalde. İstanbul'un her tarafı ayrı ayrı uzun uzun gezilmeli bence. Sevgiler.

      Sil
  7. Kapı süsü çok gösterişli olmuş .. ellerinize sağlık
    gezi notlarınız da çok hoş
    sevgilerimle

    YanıtlaSil
  8. Teşekkürl ederim. Sevgiler.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...