29 Ocak 2012 Pazar

yazlık kloş etek


Bahar gelsin istiyorum artık. Onun içindir ki cıvıl cıvıl, renkli, çiçekli kumaşlara gözüm kayıyor. Bir yerden başlamalı. Puanlı pembe ile küçük yeğene kloş bir etek, bir de çiçekli kumaşlarla yazlık elbiseler dikmeli. Her zamanki gibi 2 ve 5 yaş için birer tane.

Küçük kızlar, döndüklerinde tamamen açılan eteklere bayılıyor. Üşenmediğim zaman elbiselerin eteklerini kloş yapmaya çalışıyorum, kumaş bol olduğu sürece. Nette kloş etek kesimi için değişik öneriler var. Ben bütün olarak kesmeyi tercih ediyorum. Özellikle çocuklarda, beli biraz geniş tutup, bel bandına lastik geçiriyorum. Fermuar açıklığı istenirse sadece arka orta ya da yandan kesilebilir.


Kloş etek kesmek için çemberin çevresi formülünden hareketle, bel genişliği/6.28=r yarıçapı bularak dörde katlanmış kumaşın merkezinden r uzunluğunda 1/4 daireyi; yine merkezden r+etek uzunluğunda 1/4 daireyi çiziyorum. İlk daire kesilip çıkınca ikinci, ortası delik daire eteği oluşturuyor.


Bel çevresine bel bandını geçirip lastik takınca fazlasıyla açılan bir kloş etek oluyor. Büyükler için dikilen kloş eteğin boyunu sonradan tekrar ayarlamak gerekse de, küçüklerde buna pek gerek olmuyor.

Etek uçlarına büzgülü şerit diktim ama makinam bozulduğu için sürfile yapamıyorum. Çok dağılırsa fırfırı söker atarız. Sürfile derken bazılarının sülfile dediği aklıma geldi, tıpkı pli ya da pili yerine pile dendiği gibi. Benim en sevdiğim de Fransızca ''chemin de table'' denilen ve bir türlü Türkçe karşılığı bulunamayan nesnenin şömen tablası, şömende tablası hatta şömen tablosu olarak adlandırılması. Neyse ki ''runner'' girdi dilimize de kurtulduk?!

Bu blogu da artık günlük olarak kullansam iyi olacak. Sadece Türkçe'den bahsetsek aylarca yazı yazılır herhalde.

23 Ocak 2012 Pazartesi

Elleri çalıştırmak


El işleri, el sanatları veya hobi olarak diğer el becerisi ile üretime dayalı işlerle uğraşanlar bilir: Ellerinle ürettiğin bir şeyi kullanmanın, seyretmenin, hediye etmenin keyfi başkadır. Başkadır, çünkü uzun sürer, gururludur, sadece  paranızı kullanarak değil beyninizi, yaratıcılığınızı, tüm bedeninizi ve en önemlisi ellerinizi kullanarak ortaya çıkarmışsınızdır onu. Sevgili Berceste'nin ''parmakları çalıştırmak'' konulu güzel yazısını okuyunca daha bir önem verir oldum ellerime. (Parmakları elle bütün olarak düşünüyoruz doğal olarak)

Şimdiye kadar yaptığım pek çok şeyi yakınlarım ve çevremdekilerle paylaşmış olsam da, hala severek kullandığım (ya da seyrettiğim) bazı üretimlerim yıllardır bana keyif veriyor. Birbiriyle ilgisiz, dekorla uyumsuz bile olsa...


Odamın baş köşesinde asılı çapraz nakış (kanaviçe) :


Salon ile mutfak arasındaki camlı kapıyı bir parça kapatmak için keten ve dantel kullanarak diktiğim perde:


Şık düğmeden aldığım minicik çiçekleri, yerleştirdiğim kartonda yapılma saksı ve yanında magnet olarak alıp kırılınca mutfakta dolap kapağına yapıştırdığım saksı (Dolap kapağından boyutları anlaşılabilir, küçük parmak kadar var, yok): 


Fırsat ve zaman bulup bir zamanlar yaptığım yağlı boya çalışmalarımdan bazılarından bir kesit: (semazen) ve


Sırtında bebek taşıyan kız:


Ve yalnızca çerçeve olarak kullanma niyeti ile (içine nakış yerleştirmek üzere) Jua'dan alıp, sonra içindeki çiçekleri çıkarıp atmaya kıyamadığım çerçeveler: 


Şimdilik bu kadar...

21 Ocak 2012 Cumartesi

midi messenger


Biraz da çanta dikeyim dedim ama yetti. Yine bir süre elbise ve biraz yastık dikmek istiyorum.


Yeni bir huy edindim: Bir şeyi denemek üzere kumaş kesmeye başladığımda aynı model, aynı formda bir kaç tane kesiyor, biçiyorum. Tabii deneyim açısından iyi olsa da üçüncü, dördüncü kestiklerim bitmek bilmiyor.


Bu da biyeli çantaların üçüncüsü ama makinam geçen hafta bozulunca çanta da bitmek bilmedi hafta içinde. Modelin ayrıntıları, düşünülerek, önceden tasarlanmış şeyler değil. Dikiş sırasında birçoğu zorunluluktan ortaya çıktı. Nakış aplikesi, yandaki el dikişi, çantanın ağız kısmındaki biye görünümü v.s. O kadar kastı yani... İyi de oldu, deneyim açısından. 


Üzerindeki nakış, kızımın eseri, DMC keten üzerine işlendi.  Çantanın üzerine normal makina dikişi ile aplike edip kenarlarını saçaklandırdım.


İç kısımda iki cep var. Astar kumaşı yeşille bir araya gelince çok güzel göründü gözüme.


Mini messengerlardan biraz daha büyük bu kez, normal çanta boyutlarında, biyeden ölçüldüğünde 29x21 cm. 


Yalnızca hafta sonları gönlümce dikebildiğim için, aslında en iyisi herşeyi tek tek denemek...Şimdi gelsin elbiseler...

15 Ocak 2012 Pazar

''necefli maşrapa'' ve bir elbise


Cuma akşamı dikiş makinam arızalandığı için hafta sonu dikiş dikemeyince necefli maşrapanın arz-ı endam etmesi gerektiğinden, yayınıma kızımın ilköğretimde ev ekonomisi dersinde diktiği (diktiğimiz ) elbiseyle devam edeyim dedim. (Başlıktaki 'eski'yi kaldırdım. 10-12 yıl önce dikmiştik. Kızım hala saklıyor.)


Kızım küçükken de bu model elbiseden dikmiş ve çok sevmiştik. Kalıbı Burda dergisinin çok eski sayılarından ve ne yazık ki elimde yok.


Aşağıda büyük halinde belli olan, arka bedenin kruvaze kesimi, uçlardan başlayan kemerin öne dolanıp düğme ile iliklenip beli sarması, bel çizgisinden biraz daha aşağıda başlayan büzgülü eteği ile hep severim bu modeli.


Aslında elbise de değil, bir tür jile olarak ve içine tshirt giyilerek kullanılıyordu.


Çocukluğumda tek kanallı, tek programlı televizyon yayını sırasında, teknik bir arıza oluşup yayına ara vermek durumunda kalındığında, ekranla beliren bir resim olurdu ki bu resim daha çok necefli maşrapa olurdu. Tabii onun necefli maşrapa olduğunu da yazdıkları için bilirdik, yoksa necefi de maşrapayı da pek bilenimiz yoktu. Netten baktığımda bu resim olduğu yazılmiş, pek emin değilim ama doğrusunu da hatırlayamadım.


Teknik arıza dışında Ankara'da şu anda kar yağdığını da belirteyim, sıcak ülkelerde yaşayanlara inat.




12 Ocak 2012 Perşembe

mini messenger 2 ve bir etek


Bu da kareli olan mini. Ama bu şekilde kalmadı tabii... Önce böyle...


Sonra böyle oldu.


Mini messenger 1 ile aynı boyutlarda.


Bir de etek yapıldı, azıcık bir sürede, ne acelesi varsa... Kot gibi göründüğüne bakmayın, çantanın kumaşından, mavi keten. 


Fitilsiz ya da fitilli biye dikmek de o kadar zor değilmiş ama vakit ve özen istiyor kesinlikle.


Kapak astarı kareli, iç astar desenli poplin. Minik iki cep var içinde.

9 Ocak 2012 Pazartesi

mini messenger


Bu hafta sonu, canım biyeli çanta dikmek istedi. Yapabilir miyim acaba? Amacım denemek. Yine çocuklar için olsun istedim. Fitilli biye dikmek biraz uğraştırıcı, sabır isteyen bir iş ama oldu sanırım. Önce çanta kapaklarırını diktim, biri yukarıdaki resim diğeri kareli. Sonra biyeler ve çanta gövdesi... Oldu işte...


Çok mu sade oldu ne?


Sesiber'den aldığım çiçekler ne güne duruyor?


Biraz ağırbaşlı olsun neyse...


 Böyle olmadı... Ortalarına düğme de dikmeli.


Renklerin parlaması flaştan, fotoğraf kalitesinden (!) bahsetmiyorum bile, hep makinemin suçu:) Ankara'nın güneşsiz günleri ayrı konu...Gerçeğine en yakın renk altta.


Diğer mini messenger de geliyor. Aslında messenger denemez, bildiğin çanta işte, ama isim hoşuma gitti. Boyutları: 22 cm x 18 cm gibi. Kumaş, açık mavi keten.

6 Ocak 2012 Cuma

Biraz da çanta dikelim



Küçük prensesler için elbiseler dikmeye başladığımda her bir elbise için değişik modellerde çanta, clutch, kese gibi aksesuarlar da dikmeye karar vermiştim. Modelleri belirleyip kalıplarını çizerken nette daha önce bulup kaydettiğim ama şu an nette bulamadığım bir modeli denemek istedim. Elimde de sırf desenini beğendiğim için aldığım ama ne yapacağımı bilemediğim bir kumaş varken başladım dikmeye. 


Sağdaki KeykaLou'da patronu satılan model, kalıp (patron) olarak. Belki soldakini de ondan almış olabilirim. Buradan ''esinlendim'' diyemeyeceğim, aynısını diktim neredeyse, en azından modeli aynı... Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre  umuma açık yerlerde sergilenen eserlerin, izin alınmadan kişisel kullanım amacıyla üretilmesi hukuka aykırılık oluşturmuyor bildiğim kadarıyla.


Kaldı ki tasarımın tamamen bu kişiye ait olduğunu da kesin olarak bilemiyorum.


O kadar da çok çanta diktiğim halde hiç böyle çift kapaklısını dikmediğim için magnetic çıtçıtı iç kısma takmayı unutup dikişi tamamlayınca, sesiberin çiçeklerinden birini de klapaya yapıştırmak farz oldu. 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...