23 Haziran 2012 Cumartesi

mor elbise


Mor ile başım dertte yine. Fotoğraf makinesi moru algılayamıyor galiba. Güneşin tamamen eve dolmasını bekleyemeden çektim fotoğrafları, bir arkadaşımın yeğeni için yetiştirmeye çalışarak. Renkler tam yansımamış da olsa bu iki kumaşın uyumunu sevdim. Desenli kumaş düz pamuklu, puantiyeli olan pamuklu likralı.


Elbise 86-92 beden kalıbı ile dikildi, önceki modelde. Düğmeler aceleye geldi, uygun düğme bulunamayınca, geçici olarak dikildi.


Son iki haftayı hiç dikiş dikmeden geçirince, ertesi günün tatil olmasını fırsat bilerek kumaşlarımın başına geçtim ve en kolay dikebileceğim şey olan elbiseyi diktim. Çantalara da bugün başlayabilirim umarım.


Dikmek istediğim, planladığım o kadar çok şey var ki kafamda, bunları yalnızca akşamları ve hafta sonu dikmemin imkanı yok. İzin günlerini iple çekiyorum. 

17 Haziran 2012 Pazar

kısa bir İstanbul molası


Tamamen elimizde olan nedenlerden dolayı yayınımıza ara verdik ve 1,5 günlük kısa bir hafta sonu kaçamağı yapmak üzere İstanbul'a gittik. 


İstanbul, aynı İstanbul, aynı karmaşa, gürültü, patırtı, ama bir yandan güzel, düzenli, her attığım adımda rastladığım bir sürprizle beni halâ şaşırtan... 


Tünel'deki metroya binmemiştim hiç, dünyanın ikinci metrosuymuş.  İlki Londra'da. 


Bir de sokak çalgıcısı mı denir, başka bir ismi var mıdır bilmediğim biri aşağıdaki resimde. Heykel gibi duruşu da, hareket ederken hareketleri de zarif. 


Kızım Ankara'da da olduğunu söyledi ama ben yıllardır hafta sonlarında doğru dürüst sokağa bile çıkmadığım için rastlamadım. Çok gerekirse bir kaç kez Kızılay'a, bazen de AVM'lere gittiğim olmuştur da dikişe başladığımdan bu yana AVM'lerden de zevk almamaya başladım. 


Örgüler kızımın eseri, çok sevdiği bir akrabamızın doğacak bebeği için başladı sanırım. 


Üsttekiler hırka, alttakiler yelek, çok kullanışlı olacaklar. 


Ben en çok bunu sevdim, yaka ve ön açıklığı tamamlamamış daha...


Bir de bu hırka, yakası ve kolları da hoş olmuş. 


Yeleğin deseni arkada da devam ediyor.


Yepyeni dikişlerde görüşmek üzere...

9 Haziran 2012 Cumartesi

retro ve basma 2


Basma elbiselerin ikincisi. Dar vakitlerde, pek çok aktivite, iş güç ve dinlenme zamanlarından çalınarak dikildi.


Kesimi diğeri gibi 86 bedenin üst kalıbı uzatılarak halledildi. Ancak bu elbisenin büzgüleri olmadığı için pli ile genişletildi. Bu yaş çocukları genelde tuvalet alışkanlığını henüz kazanmadıkları için, popolarındaki primayı da hesaba katmak lazım.


Ben bu elbiseleri çok sevdim. Hem minicik oluşları, hem de deseninde bulunan renklerinden dolayı.  Evde o kadar çok malzeme varken hiçbirini bulamayıp ortalıkta duran yarım metre sutaşı ve üç kelebek ile süsleme işini hallettim. İyi bir organizasyona ihtiyacım var.


Tabii iyi bir fotoğraf makinesine de... Neyse, ikinci elbisenin arkası tamamen açık ve düğmeli olacak. İlikler yapıldı ve düğmeler dikilmedi. Mor düğme dikmek istedim, bulamadım evde.


Mutlu bir hafta sonu dilerim hepinize.

6 Haziran 2012 Çarşamba

retro ve basma


Basma elbise (1.5 yaş) için üst beden kalıbını biraz uzatarak kestim. Amacım biraz retro bir hava vermekti. Dergilerde bir çok kalıp bulunmasına rağmen biraz kendimi de  pratikliğe zorlamak için deneme yapmak istedim.  Evim dergisinin konu ile bir alâkası yok tabii ki... Elbisenin boyutu hakkında bir fikir verebilmek için poz verdi. 

Kumaş, her yerde bulunabilecek olan pamuklu kumaş, bildiğimiz basma. Hatta biraz kalınca. O yüzden de astar kullanmaya gerek duymadım. 

Yorumlarda çocuk bedenlerini soran arkadaşım için: Araştırmalarımın sonucuna göre, 92 beden çoğunlukla 2 yaş kabul ediliyor, 86 beden ise 1,5 yaş. Bazıları değişik söylese de ben bu ölçüye itibar ediyorum. 


Çocuk elbiselerinde etek genişliği ya da büzgü ölçüsü gibi bir ölçüm yok, bazen talimata göre bazen de elimde kalan kumaşın boyutuna göre etek genişliğini belirliyorum. Örneğin bu elbisede kullandığım sarı kareli kumaş parçasının uzunluğunun yettiği kadar oldu eteğin genişliği. Bir önceki mavi kareli elbisede ise kumaşın enini tamamıyle etek genişliğine kullanmıştım ve en 150 cm'di. Dergide ise 80x2 cm yani 160 cm olarak belirtilmişti. 


 Aslında fiyonk da yok, nasıl duracağını merak ettim. Belki oraya kumaş bir fiyonk ya da çiçek yaparım.

Neyse aynı kumaştan bir elbise daha geliyor. Sonra da yeni aldığım duck kumaşlarla çanta dikmeye başlıyorum.   Düşüncesi bile zevkli. 

3 Haziran 2012 Pazar

fisto elbise 2


Evdeki tüm fisto kumaşları elbiseye dönüştürmüş bulunuyorum, an itibariyle. Önceki fisto elbise gibi, ama kolsuz ve kuşaklı.( 1,5 yaş için kalıp kullandım ama biraz geniş diktim. 2 yaş gibi)


Evdeki kumaş yığınları artık tepemden aşağı dökülmüyor, çünkü dolabı açmıyorum, aldığım kumaşlara yer bulamadığımdan alındığı gibi torbalarda duruyor. Yenilere başlamak için öncekileri eritmem gerek.


Bunun için aklıma gelen tek şey de aynı anda 5-10 tane elbise biçip, çabucak dikivermek. Bu demektir ki önümüzdeki günlerde bir sürü  elbise olacak burada. Çanta diksem hiç kumaş harcanmıyor, kumaşın bir köşesinden bir parça yetiyor. En güzeli bol fırfırlı elbiseler, iyi kumaş tüketiyorlar.


Elbise dikerken mutlaka bir parça kumaş ayırıyorum quilt çalışmak için. Ne zaman çalışabilirim bilmem.


Bu arada, İstanbul'da bulup da bir kaç parça aldığım ithal kumaşların yerlileri çıkmış ve çok da ucuz. Bulunsun deyip alıverdim birer metre. İthal 75 TL/m, yerli 9 TL/m.


Ankara'daki kumaşçı açığını kapatmak için emekli olunca bir kumaş dükkanı mı açsam ne? Hem ufak tefek dikiş de dikerim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...