28 Ekim 2012 Pazar

iki etek


Bu eteği daha önce dikmiş ve nedense fotoğrafını çekmemiş ve paylaşmamıştım. Şimdi düşünüyorum da kızıma diktiğim ve paylaşmadığım çok etek var aslında. İstanbul'da yaşadığı için de pek göremiyorum. Bu eteği tamir için getirince fırsatı kaçırmayıp çektim. Kalıp, Burda 2011/1 Özel Gelinlik sayısı, 918 numaralı model. Kalıbı beğendim, tam oturuyor. 


Koyu renk olan da 9/2012 Burda dergisinin 114-115 modelinden dikildi. Aynı kalıpla birden fazla model var. Kalıp çok iyi değil. Ne yazık ki aynı kalıptan bir de siyah kesmiştim. Şimdi onu dikeceğim. 

22 Ekim 2012 Pazartesi

eskilerden kalanlar



İki haftadır hiç bir şey dikememenin, dolayısıyla bloga yazı yazamamanın, bir de üstelik dikisdersinin başlattığı birlikte dikiş etkinliğinin gereğini yerine getirememenin yarattığı, mutsuzluk, suçluluk karışımı duygular içerisindeyim. Bir kıpırdanmaz isem hissediyorum kısır döngü oluşacak, zamansızlıktan dikiş dikemeyip mutsuz olacağım mutsuz oldukça dikiş dikmek, dikmedikçe bloga yazı yazmak zorlaşacak.

(Makyaj çantası cafenoHut'ta görülüp özenilerek dikilmiştir.)
En iyisi eskileri karıştırayım derken, birden etkinlik için almış olduğum kumaştan, kızıma bir etek dikmek geldi aklıma. Hadi derken etek olabilecek bir kaç kumaş daha geçti elime. Hayırlısıyla bir kaç etek sahibi olacak, aldığım azıcık zıpır, az kokoş kıyafetleri işyerinde giymeyi reddeden, "işyerimin kurumsal kimliğine yakışır giyinmek zorundayım" diyerek, benden bile sade giyinen kızım.


"Benden bile" derken yaşımı değil tarzımı, sade ve düz, klasik hatta kimilerine göre tarzı yok denebilecek tarzımı kastediyorum. Evet sade, klasik giyinmeyi, üzerimde dikkat çekici parıltıların olmamasını seviyorum, çünkü böyle rahat hissediyorum. Biraz kişilik, biraz da mesleğimin etkisi galiba, bir de yaşım ve her yıl çaktırmadan üzerime yapışan artı kilolar, gittikçe daha da sadeleştiriyor beni. Moda diye şehrin ortasında şalvar pantalonla, neon ışıltılarla gezmeyi hiç sevmedim. Her insanın bir parıltısı vardır zaten. Ama giyene, yakıştırana da helal olsun deyip, kimseyi eleştirmiyor ya da ayıplamıyorum. Tabii tipine, vücut ölçülerine, yaşına, yaşamına, sosyal konumuna, hatta inancına biraz da uygun olursa. Yoksa çok pis gülerim valla (içimden).


Fotoğraflar alakasız değil mi? Ne yapayım, günü kurtarmak için eskileri karıştırdım, paylaşmadığım bir şeyler var mı diye. Yokmuş. Ben de bunları yayınlamak istedim satır aralarında.

Herkese çocukluğumuzun bayramları tadında bayramlar diliyorum.

7 Ekim 2012 Pazar

şortlu elbise


 Blog adımın, düşündüğüm gibi algılanmadığını sezinledim. Dikişin benim için bir çeşit terapi olduğunu belirtmek,  gidiş dönüş dahil 12 saat süren iş-mesai, akşam ev-aile sorumlulukları, kaçınılmaz stres,  kendine kitap-televizyon-alışveriş-gezme dışında bir uğraş yaratma çabası. Dikişin tedavisi-terapisi değil yani. Zaten aslında iki sözcüğün arasında bir tire işareti var. (dikis-terapi)


Elbise ve şort 1-1,5 yaş, 86 beden. Benzerlerini Etsy'de ve birçok blogda gördüğüm fırfırlı şortun, bu nedenle linkini veremiyorum. Bana ait bir tasarım değil, yanlış anlaşılmasın. Kalıbı Burda'dan, burada ve buradaki elbiseler de aynı kalıp. Şortu biraz kısalttım, fırfırlar yalnızca arkada.   



Her seferinde üzerine basa basa söylediğim gibi, blogumda gördüğünüz hiç bir elbise kendi tasarımım değil. Tasarımcı da değilim zaten. Burda dergileri ya da hazır kalıplar, farklı kumaşlar ve modeller üzerinde biraz oynayarak farklılık getirilmiş ürünler yalnızca. 


Düğme konusunda zorluk çekiyor musunuz? Ben çok sıkıntılıyım, bebek-çocuk vücuduna zarar vermeyecek-çizmeyecek, orijinal renklerde, kolay iliklenir düğme bulmakta zorlanıyorum. Su elbiseye diktiğim düğmeleri, şekli hoşuma gittiği için aldım, ancak dikerken fark ettim ki sert ve keskin kenarlı. İçime sinmedi, değiştirebilirim. 

4 Ekim 2012 Perşembe

zamanın getirdikleri -3-


Dikis bloglarının usta öğreticisi dikisdersi Çiğdem'in güzel bir fikri var. Katılıp katılmayacağımdan emin olmasam da güzel bir çalışma olacağından eminim. Fikri burada ve devam eden postlarında...


Son aldığım kumaşların fotoğraflarını da böylece ekleme fırsatı buldum. En üstteki lacivert zeminli çiçek desenli pamuklu kumaşları sırf Cath Kidston desenlerine benzediği için aldım. Ne yaparım, bilmiyorum. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...