31 Mart 2012 Cumartesi

Burda'nın azizliği


Acil olarak, kendi dikiş kalıplarımı hazırlamayı öğrenmem lazım. Burda Dergisi'nin Ocak 1997 sayısı 110 numaralı modeli, orijinal rengi ile kızım için dikmeye karar vererek, kestim, bir hafta uğraştım, diktim. Sonuçta elbise tamam da, beden uymadı.


Manken üzerinde de denediğimde sonuç aynı, üst beden bol ve pensler düşük. Oysa Eda'nın blogunda da görmüştüm ve gayet güzel duruyordu. Onun kalıpta bir değişiklik yapıp yapmadığını bilmiyorum, ben kalıbı  aynen uyguladım ve astarlı çalıştım.


Tamam, bu gerçek bir prova mankeni değil de, beden standart olmalı herhalde.


Etek boyu tabii ki kısaltılacak. Fotoğraflar iyi bir ütü yapılmadan çekildiği için model belli olmayabilir.  


Dikmeyi düşünenler dikkat etsin derim.


Ben yine çocuk kıyafetlerine döneyim en iyisi...

24 Mart 2012 Cumartesi

Hamamönü'nün yeni yüzü


Kalabalıktan kesinlikle hazzetmeyen bir ergenle birlikte, güneşli bir bahar sabahı çıktığımız Hamamönü gezisi, günün erken saatleri olmasının da etkisiyle biraz düşkırıklığı yaratsa da, çok değil 10 yıl öncesinin virane bölgesi Hamamönü'nün, pırıl pırıl sokakları, orijinal yapısı bozulmadan restore edilmiş evleri, tarihî, kültürel, sanatsal yapıları ile cazibe merkezine dönüşmekte olduğunu görmek Ankara'lı olarak gurur vericiydi.


Dönüşümün en çarpıcı resmi netten (Fotoğraflar Altındağ Belediyesi yayınlarında yer alıyor)



Ankara'nın ilk yerleşim yerinde bulunan, Başkentin göbeğindeki viraneyi bugünkü haline getirenlere saygı ve şükran duydum. Baktım caddenin diğer tarafında da çalışmalar devam ediyor. İnşallah hemen yakınında bulunan Ankara Kalesi ve çevresini de kapsar bu çalışma. (Netten bir yazı da burada)

Hamamönü'nden yürüyerek çıktığımız Samanpazarı ve Pirinç Han'da gözleme-çay sonrası ergen itirazlarına karşın  çekebildiğim bir kaç foto:  



Dikiş mi? Geçen hafta hevesle başladığım jarse bluz çöpe gitti. Nedeni de ilk anda dikişi beğenmeyip, aynısından yeniden kesip yeniden beğenmeyip hevesimin kırılması. Sonra makinenin diğer esnek dikişi ile denedim daha güzel oldu ama kumaşı atmıştım bir kere. Hiç bir şeye acımadım da taa İstanbul'dan taşımıştım kumaşı, rengine vurularak... 



Jarse kumaşın işaretleme ve kesimi de zorladı beni. Benim kumaşım mı değişikti, bilemiyorum. Kumaş üzerine çizmek için kullanmadığım sabun, tebeşir, alet kalmadı. Yukarıda görüldüğü üzere...

Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum. 

17 Mart 2012 Cumartesi

retro etek-2


'Yenilen pehlivan güreşmeye doymazmış' derler ya, bir önceki retro etek denememden istediğim sonucu alamayınca bulduğum bu tarza yakın bir kumaşla bir deneme daha yaptım. Ayrıca pervaz çevirme işinde bir deneyimim daha oldu.


Kumaş, iplik atmayan ve kendinden verev kareleri olan bir kumaş. Önde deseni ortalama, arkada deseni çakıştırma çabalarıma karşın yan dikişlerde bir müdahale olamazdı desenleri tutturabilmek için.


Astar olarak koyu yeşil bir astarlık kullanma saçmalığı yaptım, elimde en uygun astarlık o olduğundan.


Kumaş hiç atmadığı için sürfile bile yapmadım. Eteği çift taraflı yapışkan bant ile bastırdım. Tabii el dikişi ile bastırılırken sürfile de olacak.


Modelin kalıbı yine önceki etek kalıbı, cep, kemer, brit çalışmadan en basit hali...

14 Mart 2012 Çarşamba

sümbül, elbise, battaniye



Bir marketten, kendimi bahara hazırlama amacıyla aldığım mavi sümbül ve üzüm sümbülünün bir hafta sonraki hali: 


Bu elbise de geçen hafta diktiğim elbisenin daha minik olanı:


Arkasına yine çıtçıt yapıldı (fotografta yapılmamıştı henüz).


Eskiden yeni doğmuş bebekler için bebe pazen (flanel) denilen kumaştan kundak-battaniye benzeri bir şey yapılırdı, iki kat kumaş birbirine birleştirilerek. Şimdi yapılıyor mu bilmem. O battaniyelerin içi elyaflı çeşitlerini yapıyorum bazen hediye olarak.  


İki ayrı desende flanel kumaşı aralarına elyaf yerleştirip makinede düz dikişle yorganlayınca, hem kundak, hem yorgan hem de gerektiğinde oturmak ve oynamak için halı görevini yapıyor. 


 Ne yazık ki kumaşçılarda renk ve desen bolluğu yok. İthal olanlardan gördüm geçenlerde, pek çok desen ve birbirini tamamlayan renklerde kumaş üretmişler. Metresi 24 TL ve %100 pamukmuş. Bizim bebe pazenlerin de %100 pamuk olduğunu sanıyordum ama metresi 4.50 TL. 

11 Mart 2012 Pazar

dikiş kaynak kitaplarım


İnternet dışındaki dikiş ile ilgili yardımcılarım. İnternetten çok şey öğrendim ama basılı kaynağın yerini de hiç bir şey dolduramıyor. Bu arada Burda, Neue Mode ve diğer dergileri de unutmamak gerekli. 


İlgilendiğim ve anlık da olsa merak ettiğim her konuda kitap ve dergi alıyorum, sadece dikişle ilgili değil, resim, müzik, örgü ve nakış gibi el sanatları ile ilgili ya da meslekî, tarihî, kültürel v.s. kitap ve süreli yayınların; ayrıca bu meraklar ve mesleğimle ilgili ihtiyacım olan malzemenin, elimin altında bulunuyor olması, bana her zaman güven veryor. Örneğin, lise yıllarımda Sefiller'i (kısaltılmış baskısı değil tabii) okuduğumda, Fransız Devrimi'ni en ince ayrıntısına kadar öğrenebilmek için Devrimler ve Karşı Devrimler Ansiklopedisi'ni satın almıştım, bilmem kaç aylık harçlığımı vererek. O zamanlar internet yoktu tabii ki ama şimdi de özellikle belli bazı konularda en güvenilir kaynağın yine de kitap olduğunu düşünüyorum. 


İzlediğim bloglardan Coton et Lavande'da, bende de bulunan ve henüz kendisinden yararlanarak hiç bir şey dikmediğim HOME-MADE VİNTAGE adlı kitabı görünce vintage görünümlü ev tekstili dikme merakım depreşti. İtiraf edeyim, kitaplardan post yapma fikri de öyle oluştu. 


Bundan sonrakiler de amazon.com'dan aldığım yorganlama (quilting) merakıma hizmet eden kitaplarım. Bir de başlayabilseydim. 


 Özellikle hoşuma giden bu kitabın çok güzel ve ayrıntılı bir anlatımı var.


Aşağıda görüldüğü gibi:


Diğerleri

9 Mart 2012 Cuma

kumaş bitirme-1


Çoğu kez bir daha bulamam diyerek beğendiğim her kumaşı almak suretiyle evde neredeyse tepeme dökülecek kumaş yığınlarından kurtulma çabalarım, dikme hızımın kumaş satın alma hızına oranının çok  küçük olması nedeniyle, kayda değer bir gelişme gösteremiyor ne yazık ki. 


Birisi rengini beğenerek aldığım, diğeri dokusuna hayran olduğum güderi kumaşlar, Burda dergisi 02/2011 sayısındaki etek ve bluza dönüştüler. 37 cm'lik etek boyu, giyilebilme olasılığının az olduğunu düşündürdüğünden, aynı cins başka renkte bir kumaş ile etek ucuna ek yapmak durumunda kaldım. Yaratıcılıkla bir ilgisi yok demek istiyorum. 


Gizli fermuarı gerektiği gibi dikmeyi öğrendim ancak etek belinin pervaz ile çevrilmesi kısmı ne Burda dergisinde anlatıldığı şekilde, ne de konfeksiyon eteklerden bakarak yaptığım şekilde istediğim sonucu vermiyor. Gizli fermuar ile etek beline pervaz çevirme tekniğini birileri anlatsa ne güzel olacak, nette rastlayamadım.


Bluz ise bol giyinmekten hoşlanmayanlara tavsiye edilesi değil. 36 beden olmasına rağmen kol açıklığı fazla büyük göründü gözüme ama kalıpta oynama yapmadım.


Kanguru cepleri hoşuma gittiği için denedim diyebilirim. Beli lastikle büzüldüğü için cepler tam görünmüyor.


Modeli burada:

3 Mart 2012 Cumartesi

bahar nerede kaldı?


Bir minik elbise daha, zorlu bir haftanın ardından elimi atıp tamamlayabildiğim... Beni güzel düşüncelere sürükleyip yeni projeler üretmeme neden olan...


Bu kumaşı, ilk kez gittiğimde Cuma Pazarı'ndan almıştım. O kadar güzel bir dokusu var ki. Dikerken çok rahat, kaymıyor ve dikişi gösteriyor. Sonra keserken dikkatimi çekti, sanki 3 metre enindeymiş de ortadan kesilmiş ve 150 cm eninde olmuş, hani nevresimlik kumaşlar vardır 280 cm eninde, onlar gibi.  


Bir de Ankara'da Ayhan Kumaş vardı, bilen bilir, oraya gittim. Hala kumaş satıyorlar ama öyle güzel ki kumaşlar, dokununca farkı hissedebiliyor insan. 


Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...